iPhone aldığımız ilk gün pil sağlığına bakıp mutluluktan havalara uçuyoruz: %100. Sonra aylar geçiyor, bir bakıyoruz %95, sonra %90… Panik yok! Aslında çoğu zaman bu düşüşlerin sebebi yoğun kullanım değil, farkında olmadan yaptığımız küçük hatalar. Gündelik hayatın koşturmacasında, şarjı gece fişte bırakmak, sıcak havada şarj etmek gibi şeyler pil sağlığını sinsice yıpratıyor.
Bu içerikte, iPhone’unun pil sağlığını uzun yıllar koruyabilmen için 8 altın kuralı bir araya getirdik. Üstelik her biri günlük hayatın içinden, küçük alışkanlıklarla uygulanabilecek kadar kolay!
Eğer sen de sabah işe yetişmeye çalışırken prizde unutulan telefon kurbanlarından biriysen, bu yazı tam sana göre.
1. Şarj %20’ye Düşmeden Şarja Takın, Apple da Böyle Diyor!
Sabah gözlerini açar açmaz şarjı %3 görmek korkunç değil mi?
Çoğumuz telefonu iyice suyunu sıkar gibi kullanıp, şarja son anda koşuyoruz. Ama işte pil sağlığını en hızlı bu şekilde kaybediyoruz.
Apple’ın kendi önerisine göre, iPhone’u %20 seviyesinin altına düşürmeden şarja takmak gerekiyor. Çünkü pil hücreleri aşırı düşük voltajı sevmez ve her defasında biraz daha yıpranır.
Bundan sonra “Daha var yaa, %15 düşer birazdan takarım” demek yok. %20’yi görünce kabloyu kapıp şarja takıyoruz. Böylece hem telefonun hem pil sağlığın uzun yıllar dost kalıyor.
Buna dikkat edersek pil sağlığını uzatmış olabileceğiz.
2. Şarjı %100 Olduktan Sonra Hala Şarjda Bırakmayın!
“Sabaha kadar şarjda kalsın, zaten sabah çıkarırım…” diyorsan, pil sağlığına gizliden gizliye sabotaj yapıyorsun! belki de farkında değilsin.
iPhone’un pili %100’e ulaştığında hâlâ prizde kalması, bataryanın aşırı şarj stresine girmesine sebep oluyor. Bu da zamanla pilin kimyasını bozup, ömrünü kısaltabiliyor.
Apple bu durumu önlemek için “Optimum Pil Şarjı” adında akıllı bir özellik getirdi. Ayarlardan açarsan, iPhone’un %80’de bekler, sabah kalkmana yakın %100 olur. Hem sen uyanırsın, hem pilin uyanır!
Eğer bataryanızın ömrünü biraz daha uzatmak istiyorsanız batarya dolduktan sonra şarjda bırakmayın. Ona küçük bir iyilik yapmış olacaksınız.
3. Düşük Güç Modunu Kullanmaktan Çekinme
Telefonun şarjı %20’ye düştü mü hemen aklına o madde geliyor değil mi? Bu sınırın altına düşmeden şarj etmek. Ama dışarıdasınız ve şarja o an takamadınız. İşte tam bu anlar için Apple’ın sunduğu hayat kurtarıcı bir özellik var. Adı Düşük Güç Modu!
Şarjın azaldığında bu modu açmak, iPhone’unu adeta bir pil koruma kalkanına alıyor. Arka plandaki uygulamalar duruyor, ekran parlaklığı azalıyor, pil yavaş yavaş ve daha uzun süre dayanıyor.
Üstelik sadece şarj azaldığında değil, istersen Düşük Güç Modu’nu gün boyu açık tutabilirsin. Performansa etkisi olur mu? Bu modla gündelik kullanımda performansında neredeyse fark bile edilmiyor. Şarjı gözünün önünde buhar olanlar için adeta bir süper güç!
4. Ekranını Güneş Gibi Parlama! Parlaklığını Otomatikte Tut
Özellikle yazın, dışarıda güneşe karşı savaşırken ekranı son parlaklığa çekiyoruz. Sonra pil eriyor, biz de neden bu kadar çabuk bitti diye şaşırıyoruz.
Aslında ekran, iPhone’daki en çok enerji tüketen parçalardan biri. Ekran parlaklığı sürekli en üst seviyede kalınca, pil sağlığı da gün gün eriyor.
Bu yüzden ekran parlaklığını otomatikte bırakmak, hem gözlerin hem de bataryan için tam bir hayat kurtarıcı. Ayarlardan “Otomatik Parlaklık” açık olsun, hem telefon ortam ışığına göre ayarlasın hem de pilin sessizce teşekkür etsin.
5. Telefonu %0’a Kadar Bitirip Kapatmak Pile Zarar Veriyor
“Ohoo daha %5 var, azıcık daha dayanır.” diye diye iPhone’u sıfırlayıp kapattırıyoruz. Sonra da pil sağlığı neden %90’a düştü diye üzülüyoruz.
Telefonun pili tamamen bitip kapanınca, batarya hücreleri derin deşarj stresine giriyor. Bu da pilin kimyasal yapısını zamanla zayıflatıyor.
Yani pilini %0’a kadar sömürmek yerine, %20-25 gibi seviyelerde şarja takmak hem sağlığını hem de pil ömrünü korur. Arada bir kalibrasyon için sıfıra düşmesi sorun değil, ama sık sık yaparsan pilin “Artık dayanamıyorum!” demesi an meselesi oluyor.
6. Hızlı Şarj mı, Tatlı Şarj mı? Doğru Olan Hangisi?
Şarj kablosunu taktın ve 15 dakikada %80 mi oldu? Süper his! Ama pil sağlığın için o kadar da süper değil. Hızlı şarj adaptörleri, pili kısa sürede doldurmak için yüksek akım veriyor. Bu da hücrelerin normalden daha fazla ısınmasına ve zamanla yıpranmasına neden oluyor.
Eğer çok acelen yoksa, iPhone’unu daha düşük wattlı şarj aletleriyle, ağır ağır doldurmak pil sağlığını korumanın en tatlı yolu. Tatlı şarj, uzun pil ömrü demek!
7. Orijinal Lightning Kablo Kullanmaya Özen Gösterin
Markette gördüğün 50 TL’lik şarj kablosu çok cazip geliyor olabilir. Ama ucuz kabloyla şarj etmek, iPhone’un piline gizli gizli zarar veriyor! Kalitesiz kablolar düzgün akım veremediği için hem pil sağlığını hem de cihazın genel performansını zamanla düşürebiliyor.
Bu yüzden mutlaka orijinal Apple kablosu veya MFi sertifikalı (Apple onaylı) bir kablo kullanmak gerekiyor. Biraz daha pahalı ama uzun vadede hem telefonun hem de cüzdanın rahat ediyor. Yoksa bir gün telefon değil, kablo “ben gidiyorum” diyebilir!
8. Sıcak Yaz Günlerinde Telefonu Şarj Etmekten Kaçının!
Yazın plajda, parkta telefon elimizde. Şarj azalınca da ilk bulduğumuz prize takıyoruz. Ama sıcak havada şarj etmek, pil sağlığına ciddi anlamda zarar veriyor!
Yüksek sıcaklık, bataryanın iç kimyasını bozuyor ve hücreleri hızla yaşlandırıyor. iPhone’un pili bir daha eskisi gibi performans veremeyebiliyor. O yüzden yaz aylarında şarj ederken gölge, serin yerleri tercih etmek hayat kurtarıyor.
Okuduğunuz için teşekkür ederiz. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.
Bu içerik de ilginizi çekebilir: Netgsm-Turkcell anlaşmazlığında Netgsm kullanıcılarını ne gibi durumlar bekliyor.
